Akciğer Kanseri Tipine Göre 18Florodeoksiglikoz-Pozitron Emisyon Tomografisi/Bilgisayarlı Tomografi ile Tedavi Yanıtının Morfolojik ve Metabolik Karşılaştırılması
Abstract
Amaç: Bu çalışmadaki amaç 18F-floro-2deoksi-glikoz-pozitron emisyon tomografisi/bilgisayarlı tomografi (18F-FDG PET/BT) iletakip edilen akciğer kanseri hastalarında histopatolojik hücre tipine göre tedavi yanıtını, morfolojik ve metabolik parametreleridikkate alan Solid Tümörlerde Cevap Değerlendirme (RECİST) ve Avrupa Kanser Araştırma ve Tedavi Organizasyonu (EORTC)kriterleri ışığında değerlendirmektir.Yöntem: Kırk hastanın çekilen iki ayrı (tedavi öncesi ve sonrası) 18F-FDG PET/BT tetkikindeki primer tümörün ve eş zamanlı ikincil lezyonların en uzun boyutları ölçüldü ve bu ölçümler toplanarak 'toplam boyut' olarak kaydedildi. Hedef alınan bu lezyonların standart tutulum değeri (SUVmaks), metabolik tümör volümü ve toplam lezyon glikolizis (TLG) gibi PET parametreleri tedavi öncesi ve sonrası iki ayrı 18F-FDG PET/BT tetkikinde kaydedildi. Bu verilerin tedavi öncesine göre yüzde (%) değişimi her hasta için ayrı ayrı hesaplandı. Morfolojik değerlendirme RECİST 1.1, metabolik değerlendirme ise EORTC kriterlerine göre yapıldı. Bulgular: Tedavi öncesi ve sonrası değerlendirildiğinde, SUVmaks'taki istatistiksel olarak anlamlı (p<0,05) değişime karşın, en uzun boyut, en uzun toplam boyut ve TLG'deki değişim anlamlı değildi (p>0,05). Histopatolojik tiplendirmede, RECİST 1.1 ve EORTC kriterlerine göre tedavi yanıtlarını tedavi sonrası evre değişimi ile karşılaştırdığımızda; RECİST 1.1'e göre skuamoz hücreli akciğer kanseri grubunda on altı hastada progresyon (%57), yedi hastada stabilite (%25), beş hastada parsiyel cevap (%18), EORTC'a göre dört hastada progresyon (%14), on üç hastada stabilite (%47), on bir hastada parsiyel cevap (%39) izlenirken, bu hastaların on ikisinde evrede artış (%43), dördünde evrede azalma (%14) ve on ikisinde evrede stabilite (%43) saptandı. Adenokanserli hasta grubunda (n=7) ise RECİST 1.1'e göre dört hastada progresyon (%57), iki hastada stabilite (%29), bir hastada parsiyel cevap (%14); EORTC'a göre bir hastada progresyon (%14), dört hastada stabilite (%57), iki hastada parsiyel cevap (%29) izlenirken, bu hastaların üçünde evrede artış (%43), dördünde ise evrede stabilite saptandı. Histopatolojik tanıya göre skuamöz hücreli kanser ve adenokanser olguları arasında SUVmaks değerlerinde anlamlı farklılık saptanmadı (p>0,05). Skuamöz hücreli kanserde primer tümörde tedavi sonrası SUVmaks değişimi anlamlı iken, nodal tutulumda ve metastatik lezyondaki değişimde ise anlamlı farklılık saptanmadı. Benzer şekilde, adenokanser hastalarında da primer tümörde ve nodal tutulumda anlamlı farklılık saptanmadı. Sonuç: Akciğer kanserinde tedavi yanıt değerlendirmede metabolik ve morfolojik değişikliklerden hangisinin daha doğru sonuç verdiği kesin olarak bilinmiyor olup bu konuda altın standart bir tanı yöntemi de henüz yoktur. En doğru sonuçlar ancak yaşam eğrisi parametreleri ile gösterilebilir. Ancak, SUV ölçümünün tedavi yanıtını takipte daha kolay ve pratik bilgi verdiğini düşünüyoruz. Objective: The aim of the present study was to evaluate the response to treatment by histopathologic type in patients withlung cancer and under follow-up with 18F-fluoro-2deoxy-glucose-positron emission tomography/computed tomography (18F-FDG PET/CT) imaging by using Response Evaluation Criteria in Solid Tumors (RECIST) and European Organisation for Research and Treatment of Cancer (EORTC) criteria that evaluate morphologic and metabolic parameters.Methods: On two separate (pre- and post-treatment) 18F-FDG PET/CT images, the longest dimension of primary tumor as well as of secondary lesions were measured and sum of these two measurements was recorded as the total dimension in 40 patients. PET parameters such as standardized uptake value (SUVmax), metabolic volume and total lesion glycolysis (TLG) were also recorded for these target lesions on two separate 18F-FDG PET/CT images. The percent (%) change was calculated for all these parameters. Morphologic evaluation was based on RECIST 1.1 and the metabolic evaluation was based on EORTC.Results: When evaluated before and after treatment, in spite of the statistically significant change (p< 0.05) in SUVmax, thechange was not significant in TLG, in the longest total size and in the longest size (p> 0.05). In histopathologic typing, when we compare the post-treatment phase change with the treatment responses of RECIST 1.1 and EORTC criteria; for RECIST 1.1 in squamous cell lung cancer group, progression was observed in sixteen patients (57%), stability in seven patients (25%), partial response in five patients (18%); and for EORTC progression was detected in four patients (14%), stability in thirteen patients (47%), partial response in eleven patients (39%), in 12 of these patients an increase in stage (43%), in 4 of them a decrease in stage (14%), and in 12 of them stability in stage (43%) were determined. But in adenocancer patients (n=7), for RECIST 1.1, progression was determined in four patients (57%), stability in two patients (29%), partial response in one patient (14%); for EORTC, progression in one patient (14%), stability in four patients (57%), partial response in two patients (29%) were observed and in these patients, an increase in stage was detected in 3 of them (43%), while 4 of them remained stable. According to histopathologic diagnosis, between squamous cell cancer and adenocancer cases, no significant difference was determined in terms of SUVmax (p> 0.05). Post-treatment SUVmax was significantly different in primary tumor but was not significantly different in nodal involvement and metastatic lesions for squamous cell carcinoma patients as compared to the pre-treatment SUVmax measurements. Similarly, there was no significant difference between primary tumor and nodal involvement for adenocarcinoma patients.Conclusion: Whether metabolic or morphologic changes are more accurate in evaluating treatment response in lung cancer remains unknown, and there is no gold standard diagnostic method on this issue yet. The most reliable results can only beachieved by survival curve parameters. However, we believe SUVmax seems to provide more easy and practical data for the evaluation of treatment response.