Keloğlan ile Köy Ağası Adlı Masalın Varoluşçuluğun Temel Bazı Kavramları Çerçevesinde Yorumlanması
Abstract
Masallar, saf gerçeğin sembolik dilde sanatsal birer aktarımıdır. Gelenekle beslenen bu sanatsal metinler, kuşaktan kuşağa masal analarınca bazen de masal atalarınca sözlü yolla aktarılır. Genellikle sonu iyiye, doğruya, adalete yönlendirilmiş bu kurgusal metinlerde "insan", kendisi gibi masal öznesi olan diğer "insanları" anlatır. Masallardaki sembolik anlatımla geçmişten bugüne taşınan mesajlar, öğretiler alımlandığı zaman anlatı gerçek değerine kavuşabilecektir. İlk çağ düşünürü Sokrates, "Kendini tanı", "Sorgulanmamış yaşam yaşanmaya değmez." ifadeleriyle insanın kendini tanımasını ve yaşamının anlamını sorgulaması gerektiğini vurgulamaktadır. Fikrî kökenleri Sokrates'e kadar uzanan Varoluşçuluk'ta da temelde varlığın, varoluşun anlamı sorgulanmaktadır. Gerçek dünyanın sembolik dilde aktarımını bulduğumuz Keloğlan Masallarında da kendini iyi "tanıyan" Keloğlan, kimseye boyun eğmeyen, ezilmeyen, haklarının bilincinde olan, zora, zulme karşı direnen, hayatın anlamını adalette, sevgide bulan bilinçli bir insanın temsilidir. Bu makalenin hareket noktasını, Anadolu'daki en yaygın Türk masallarından birisi olan "Keloğlan ile Köy Ağası" adlı masalın, insanın dünyadaki varoluşunu bütün yönleriyle ele alıp yorumlayan felsefe görüşlerinin ortak adı olan Varoluşçuluk'un temel bazı kavramları açısından değerlendirilmesi oluşturmaktadır. Çalışmanın temel iddiası, disiplinler arası özgün çalışmaların varoluşçu felsefenin temel bazı kavramları ışığından hareketle halkbilimine ait bir metin örneği üzerinde de yapılabileceğini ortaya koymaktır. Masalın yorumsal analizinde ortaya çıkan özgün tasarım, Bağlam Merkezli Halkbilimi Kuramları'ndan İşlevsel Halkbilimi Kuramı'na katkı sağlayan William R. Bascom'un geliştirmiş olduğu folklorun işlev modelinden biri olan "toplumsal ve kişisel baskılardan kurtulma" maddesi çerçevesinde analiz edilecektir. Çalışmanın 'yaygın etki' bağlamında genel değerlendirilmesinde ise, bu türden disiplinler arası çalışmaların sadece masallarda değil, destanlarda, halk hikâyelerinde ve tasavvufî metinlerde de yapılabileceği ve buradan hareketle makalenin yeni çalışmalara fırsatlar sağlayabileceği ortaya koyulacaktır. Folktales are artistic expression of actual facts by means of a symbolic language. These artistic texts fed from the tradition are orally handed down from generation to generation by the mothers of folktales or sometimes by the ancestors of folktales. In general, these fictional texts aim to reveal what is good, correct and just and in these texts, a human being talks about other people as the subjects of the tale. When the messages and lessons relayed from past to present through the symbolic narration in folktales are received then the folktales fulfill their goals. The ancient age philosopher, Socrates, uttered very popular expressions such as " Know yourself" , " A life that is not questioned is not worth living" and thus emphasized the need for human beings to know themselves. Existentialism whose intellectual roots date back to Socrates era also questions existence and the meaning of existence. In Keloğlan Folktales in which we can find the narration of the world through a symbolic language, we see a character, Keloğlan, who knows himself very well and never obeys anyone, never accepts to be oppressed, knows what his rights are, resists against oppression and cruelty and finds the meaning of life in justice and love and thus represents a conscious individual. The aim of the current article is to evaluate one of the most popular Turkish folktales of Anatolia, " Keloğlan ile Kö y Ağası" , in terms of some basic concepts of Existentialism that is the common name of philosophical views dealing with the existence of human in the world in all respects. The fundamental argument of the current study is that original inter-disciplinary works can be conducted on a text from the field of folklore in light of some basic concepts of existentialist philosophy. The original design emerging in the interpretative analysis of the folktale will be analyzed within the framework of the article " getting rid of social and personal pressures" one of the articles in the function of the folklore model developed by William R. Bascom making some contributions to Functional Folklore Theory, one of the Context-centered Folklore Theories. In the general evaluation of the study within the context of " Extensive effect" , it will be revealed that such inter-disciplinary works can be conducted not only for folktales but also for epics, folk stories and mysticism and thus the current study can serve as a guide for further studies.