Edebiyatımızda Yeni Bir Türün Ayak Sesleri: Tarihî Fantezi
Özet
Edebiyatımızda tarihî romanlardan genellikle tarihî belgelerde yazılı olan olaylara bağlı kalmaları beklenmiştir. Postmodernizmle birlikte tarih bilimi sorgulanmaya başlanmıştır. Tarihî belgelerin gerçeği tam olarak yansıtamayacakları düşüncesi yerleşince alternatif yollar aranmaya başlanmıştır. Bu aşamada tarihî romanlar da değişime uğramıştır. Özellikle popüler romanlardan gelen pek çok unsur geleneksel tarihî romanları değiştirmiştir. Bu türlerden en etkilisi Batı edebiyatından alınan fantastik romandır. Fantastik romanlardaki kurt adamlar, vampirler, ejderhalar, sihirli nesneler vb. figürler tarihî romanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Yeni tarihî romanların en önemli özelliklerinden biri eski Türk mitolojisi ve destanlarının üzerinde yükselmesidir. Özellikle Orta Asya Türklerinin yaşamları bu romanlarda geniş biçimde yer alır. Böylece eski Türklerin kültürü ile fantastik olan birleşerek tarihî fantezi romanlarını oluşturmuştur. In our literature, historical novels were generally expected to remain connected to the events written in historical documents. With postmodernism, history science has begun to be questioned. The idea that historical documents cannot fully reflect the truth is started to look for alternative ways. At this stage, historical novels have also changed. Many elements from popular novels have changed the traditional historical novels. The most influential of these species is the fantastic novel from Western literature. Werewolves, vampires, dragons, magic objects and so on figures have been used in historical novels. One of the most important features of the new historical novels is the rise on the old Turkish mythology and epics. Especially the lives of Central Asian Turks are widely used in these novels. Thus, by combining the ancient Turkish culture with the fantastic, it created historical fantasy novels.
Kaynak
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim (TEKE) DergisiCilt
8Sayı
2Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr//makale/TXpZek1EY3lNZz09https://hdl.handle.net/20.500.12809/6689