Europeanisation: An answer to globalisation

Abstract

Avrupalılaşma, Avrupa Birliği tarafından şekillendirilen toplumsal ve ekonomik değişimlerin büyüklüğü yüzünden önemli bir dünya düzeni olarak ortaya çıkmaktadır. Buna, AB içerisinde siyasi, ekonomik, teknoloji ve uluslararası ilişkiler ile ilgili informal kural ve düzenlemeler yanında resmi kuralların oluşumu ve dağılımı neden olmaktadır. Bu bağlamda Avrupalılaşma, AB’nin bir parçası olabilme adına gerekli bir önkoşul olan sağlam demokratik ülkelerin yaratılmasını içermektedir. Ayrıca daha adaletli ve refah bir AB için etkili ve modern bir karar almayı da içermektedir. Avrupalılaşma küreselleşme baskısını daha güçlendirirken, AB’ne, bölgesel yönetiminde çok iyi bir network ve güçlü sistemini gün yüzüne çıkarması için büyük bir potansiyel sağlamıştır. Bu çalışmada da oldukça açıktır ki, Avrupalılaşma küreselleşmenin zorluklarına anahtar bir cevap niteliğindedir, ancak uygulamada yeni liberal proje olma adına daha ileri gitmede yetersizdir.

Europeanisation has emerged as a prominent world order following great societal and economic transformations generated by the European Union. This has been the result of the composition and distribution of formal rules of the EU in the areas of politics, economy, technology and international relations. In this regard, Europeanisation includes the formation of democratic countries in a firm way, which is a pre-condition to be a part of the European Union. It also includes an efficient and modern decision making process for a fair and prosperous EU. While Europeanisation would strengthen the pressure of globalisation, it also provides a great potential for unearthing a well-networked and strong system of regional governance for the EU. It is evident in the article that Europeanisation has been a key respond to the challenges of globalisation, but it is unable to move beyond being a neo-liberal project in practice.