Sanatın Gerçeği: Abartı

Abstract

Bu yazının içeriği sanat yapıtı adını verdiğimiz biçimlerin “nasıl” ortaya çıktığı ve süreci üzerine yapılmış bir araştırmadır. Bu aşamada Nigel Spivey’in “How Art Made The World” isimli kitabında; yaratım sürecindeki “Abartı” kavramının ilk insanlardan bu yana nasıl farklı boyutlarda karşımıza çıktığı ve günümüzde “abartı” kavramının dönüşmüş olduğu “hal” anlaşılmaya çalışılacaktır. Gündelik yaşamada “değerli’ olanın anlatım biçimlerindeki seçiciliğin “abartı” duygusu dâhil edilerek paylaşılması, gerçekliğin farklı ve yeni biçimlerini var etmiştir. Hayatın kavramsal ve maddi gerçekliği evrimini modern insandan bu yana devam ettirmektedir. Bütün sıra dışılıklar ile birlikte her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu düşünmek ve olmakta olduğuna alışmış olsak da insanoğlunun yaratıcılığı, gerçekliği anlatım biçimlerinde ki özgünlük, halen şaşırtmaya ve gerçekliği farklı boyutta anlamamıza neden olmaktadır. Sanat eseri olarak adlandırdığımız şeylerin tarihselliğe tanıklığın karşılığı olduğunu düşünecek olursak, yıllarca öncesinden kalan miras ve günümüzden geleceğe kalacak olan mirasın varlığı, kronolojik olmasa da sıçramalı bir şekilde ve bazen karşılaştırmalı olarak anlaşılmaya çalışılmıştır.

This is a research about the way in which the forms of artwork that we have given rise to “how” came about. In Nigel Spivey’s book “How Art Made The World”, we will try to understand how the concept of “exaggeration” in the process of creation has turned out differently since the first humans and that the concept of “exaggeration” has transformed nowadays. In everyday life, sharing the sensibility of the “precious” and the selectivity in the wording including the sense of exaggeration has created different and new forms of reality. The conceptual and material reality of life has maintained its evolution since modern man. Together with all these extraordinary things, though we are accustomed to thinking that everything should be and it is still being, the creativity of mankind and the originality in the forms of expression of reality surprise us cause us to understand reality at different dimensions. If we think that what we call artwork corresponds to the testimony of historicity, the legacy that has remained for many years before and the existence of the legacy that will survive in our day have been tried to be interpreted spontaneously, sometimes chronologically, and sometimes comparatively.